Milyon TL’leri aşan kaynaklar kullanan ve belirli bir yaklaşım olmaksızın, el yordamıyla yönetilen birçok proje gördüm. Benim de benzer deneyimlerim oldu.

Belirli bir yol haritası, metodoloji olmaksızın kendimizi bir akışa kaptırıp yönettiğimiz projeleri şimdi yönetsem çoğu şeyi farklı yapardım.

Bugün proje yönetimi üzerine verdiğim eğitimlerde de katılımcılar kimi zaman paylaştıklarımı sorguluyor: “Proje yönetimini bu şekilde anlatıyorsunuz, iyi, güzel, ama gelin bir de bunları bizim şirkette uygulamaya çalışın, gerçek hayat burada anlatılanlardan çok farklı!”.

Katılımcının paylaştıkları bana geçmiş deneyimlerimi, neyi nasıl yapmamam gerektiğini hatırlatsa da, benden görüş isteyene ben sorular sormayı tercih ediyorum.
Uygulanamaz gördüğü şeyin ne olduğu, yöneticisine neleri kabul ettiremediği, fikrini kabul ettirebilmek için neleri farklı yapabileceği üzerine konuşmaya başlıyoruz. Konuşma çoğu kez dönüp dolaşıp o sorgulanan yaklaşımın ne kadar kavrandığına, içselleştirildiğine, hatta ne kadar inanıldığına bağlanıyor.

Bu sorular anlamlı, değer yaratan tartışmaları başlatıyor, karşımdaki kişinin zihninde soru işaretleri oluşturuyor.

Çoğu kez cevapların, çözümlerin, sorunu ortaya koyan kişide saklı olduğunu gözlüyorum. Bunu karşımdaki kişiye fark ettirebiliyorsam, ona aslında bir gelişim fırsatı veriyorum.

Özellikle proje yönetimi dünyası bu tür fırsatlarla dolu. Örneğin proje yönetimindeki en önemli aşamalardan birisi olan kapsam belirlenirken müşterime, onu sorgulamayan, ön yargısız, güçlü sorular sormaya başladığımda, kâğıt üstünde talep edilenlerin ötesinde, aslında değer yaratacak, doğru kapsam keşfedilebiliyor.

Benzer yaklaşım sorunlar altında bunalmış ekip liderime kendi potansiyelini fark ettirebiliyor, çıkış yollarını kendisi fark ediyor. Bu deneyimler bana iletişimin gücünü hissettiriyor.

PMI’ın PMBOK’ını açıp bakarsanız proje yöneticisi için gerekli görülen liderlikle başlayıp koçluğu da içeren bir çok yetkinlik görürsünüz. Bu uzun liste moralinizi bozmasın, her proje bu yetkinliklerin tamamını gerektirmiyor. Bunların arasında iletişimi her zaman farklı bir yere koyuyorum. Kendini iyi ifade edebilmek, önyargısız, güçlü sorular sorabilmek, etkin dinleyebilmek, karşınızdakinin duygularını anlayabilmek her yönetici için gerekli yetkinlikler. İletişim sorunları olan bir yönetici proje yöneticiliğinde sıkıntı yaşayacaktır.

Koçluk iletişim yetkinliklerini üzerine kurulu güçlü bir araç ve bu aracı kullandıkça iletişim becerileri gelişiyor. O nedenle koçluğun proje yöneticisinin yetkinlikleri içerisinde yer alması çok anlamlı.

Proje yöneticisi paydaşlarına, projesine koçluk aracını kullanarak değer katar, bunun kadar önemli olan bir başka fırsat daha var. Bir proje yöneticisi olarak koçluğu kendi yaşadığı zorluklar, sorunlarla baş etmek için de kullanabilir.

Müşterilerimizle, ekibimizle, yöneticimizle zaman zaman sorunlar yaşıyoruz, hatta zaman zaman çıkmaza girdiğimiz de oluyor. Üzerimizdeki baskı, stres, bizi sağlıklı düşünmekten alıkoyuyor ve sonrasında, geriye doğru baktığımızda keşkelerimiz oluyor. Kendimizi bir açmazın içinde hissettiğimiz anlarda birinden destek alabilmek çok değerli. Sanırım Mevlana’nın bir sözü şu: “Dertli insan içi duman dolu bir odaya benzer. Onu dinlemek o odaya bir pencere açmak gibidir”. O zorlu anlarda odanızdaki dumanı çıkartacak doğru kişiyi bulmanız çok değerli. Sadece güvendiğiniz bir kişiden bu desteği alabilirsiniz ve bu kişinin size mentorluk, koçluk yapabilecek nitelikte olması önemli. Bu kişi şirketiniz içinden, çevrenizden biri olabilirse ne alâ. Çevrenizde bu desteği verebilecek uygun kişiyi bulamazsanız desteği dışarından alma imkânınız da olabilir. Bu dünyada gittikçe yaygınlaşmaya başlayan, değer yaratan bir hizmet. Buna karşılık ülkemizde çok alışkın olmadığımız, özellikle proje yönetimi alanında pek kullanılmayan bir hizmet.

Neticede koçluk aracı hem sizin başkalarına destek vermeniz için hem de tıkandığınızda destek alabilmeniz için çok etkili bir araç. Zor zamanlarda, böylesi bir imkânı kullanmamanın bedeli yüksek olabilir. Zaman kaybedebilirsiniz, fırsatları kaçırabilirsiniz, itibar kaybedebilirsiniz.

Koçluk aracının eğitimlerde, çalıştaylarda, danışmanlık çalışmalarında da çok değer yarattığını görüyorum. Şimdiye kadar koçluk sürecine ilgi duymadıysanız tanışmanızı öneririm. Koçluk yetkinlikleriniz geliştikçe iletişim gücünüz de artacaktır.

Koçluk aracını projelerinizde, işinizde, sosyal yaşamınızda kullandığınız oranda daha başarılı bir proje yöneticisine dönüştüğünüzü fark edeceksiniz.