
.
Vancouver 2 milyonu aşkın nüfusuyla, etkileyici doğasıyla Kanada’nın düzenli, temiz bir şehri. Granville ise bu şehirde merkeze çok yakın bir ada. Sanat stüdyoları, restoranları, alış veriş mekanları, eğlence yerleri, sokak müzisyenleriyle insanı cezbeden bir yer.
Granville’i dolaşırken karşıma birden 6 şirin dev insan çıktı. Dikkatli bakınca bunların bir hazır beton tesisinin siloları olduğunu fark ettim. Bu farkındalık sonrasında adanın endüstriyel bir geçmişi olduğunu öğrendim. Adada 1917 yılından itibaren çimento, agrega ve kömür satışı başlamış ve 1970’lere kadar sürmüş bu faaliyet. Sonrasında ise bir değişim yaşanmış ve ada başarılı bir ticaret ve eğlence merkezine dönüşmüş. Her yıl 10 milyondan fazla insanın ziyaret ettiği bu adada aktif bir hazır beton tesisi çevrede sıkıntı yaratmadan faaliyetlerini sürdürebiliyor.
Bu hazır beton tesisinin ortama ayak uydurabilmesinde sanat da rol oynamış. Vancouver Bienal’i kapsamında Brezilyalı ikiz sanatçılar Gustavio ve Octavio – Os Gemeos (1) hemen göze çarpan 6 büyük beton siloyu 6 şirin insana dönüştürmüş. Hazır Beton tesisinin endüstriyel görüntüsünü şirin, sevimli bir hale getirmiş. Bu başarı hem sanatçıların hem yerel yönetimin, hem de şirket (2) yönetiminin ortak başarısı olmalı.
Granville tesisi, kaynaklar yaratıcılıkla buluştuğunda neler yapılabileceğinin güzel bir örneği. Ülkemizde buna benzer çabalar olsa da, endüstrinin çoğu kez insanı rahatsız eden fiziksel ve görsel yüzlerinin iyileştirilmesinde genellikle çevre baskısı ve yasal düzenlemeler etkili oluyor. Bu konuda özellikle şirket yönetimlerinin yaklaşımları ve farkındalıkları çok önemli.
Endüstriyel tesislerin çevreye özen göstererek gelişmesi için yasal düzenlemelerin, çevre baskısının beklenmesi ne derece doğru? Endüstrinin tüm paydaşlarını dikkate alması ve insanı da odağa koyarak gelişmesi her iki taraf için de kazan – kazan ilişkisi yaratmaz mı?
(1) Os Gemeos : https://vimeo.com/103449201
(2) Lehigh Hanson Canada – HeidelbergeCement Grubu şirketi